Mehmet Mustafa doğan
Türkiye, özellikle aktif fay hatları üzerinde bulunan bir ülke olduğu için depremler, her zaman ciddi bir tehdit oluşturuyor. Son yıllarda yaşanan büyük depremler, ülkenin ne kadar hazırlıklı olup olmadığını sorgulamamıza neden oluyor. 6 Şubat 2023’deki büyük Kahramanmaraş depremleri, Türkiye’nin deprem hazırlığı konusunda birçok soruyu gündeme getirdi. Şimdi, Türkiye’nin depreme hazırlığı hakkında genel bir değerlendirme yapalım:
Türkiye’nin Depreme Hazırlık Durumu:
Deprem Yönetmelikleri ve Binaların Dayanıklılığı:
Yapı denetim yasaları: Türkiye’de, 1999 İzmit depreminden sonra, yapıların depreme dayanıklılığını artırmak için bir dizi yasal düzenleme ve yönetmelik yapılmış olsa da, bu yasaların ne kadar etkili bir şekilde uygulandığı tartışma konusu. Yeni binalar için, depreme dayanıklı yapım zorunluluğu olsa da eski binaların çoğu bu standartlara uymuyor.
Deprem riski taşıyan eski binaların yenilenmesi: Birçok şehirde, özellikle büyük metropollerde ve kıyı bölgelerinde, eski yapı stoğu hala önemli bir risk oluşturuyor. Bu binaların güçlendirilmesi veya yeniden inşa edilmesi için çalışmalar devam etmekte, ancak hız ve kapsam anlamında yeterli olmadığı söylenebilir.
İzleme ve Erken Uyarı Sistemleri:
Türkiye, deprem öncesi ve sırasında erken uyarı yapabilen sistemlere sahip. AFAD (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) ve Kandilli Rasathanesi gibi kurumlar, depremleri izlemek ve erken uyarı yapmak için teknolojik altyapıyı güçlendirmeye çalışıyor.
Erken uyarı sistemleri: Türkiye’de büyük şehirlerde, özellikle İstanbul gibi deprem riski yüksek olan bölgelerde, erken uyarı sistemleri test edilmeye devam ediyor. Ancak bu sistemlerin daha geniş bir alanda etkin bir şekilde kullanılabilmesi için daha fazla çalışmaya ihtiyaç var.
Deprem Bilinci ve Eğitimi:
Toplumda deprem farkındalığı: Son yıllarda, deprem eğitimi ve farkındalığı konusunda çeşitli kampanyalar ve eğitim programları yürütülmekte. Ancak halkın büyük bir kısmı, deprem anında nasıl hareket etmesi gerektiğini ya da evlerinde alması gereken güvenlik önlemlerini tam olarak bilmiyor.
Afet eğitimi: AFAD ve belediyeler, çeşitli şehirlerde afet eğitimi ve tatbikatlar düzenliyor. Ancak, bu eğitimlerin daha kapsamlı hale getirilmesi ve her yaştan bireyi kapsaması gerekiyor.
Deprem Sonrası Müdahale ve Kurtarma Kapasitesi:
Kurtarma ekipleri: Türkiye, büyük afetlerde hızlı bir şekilde müdahale edebilecek profesyonel kurtarma ekiplerine sahip. Ayrıca, gönüllü ekipler ve STK’lar da deprem sonrası yardıma koşuyor. Ancak depremden etkilenen bölge büyüdükçe, kurtarma operasyonlarının daha karmaşık hale gelmesi ve yerel altyapıların yetersiz kalması olasıdır.
Lojistik ve altyapı: Deprem sonrası yerleşim yerlerine yardım ulaştırmak, barınma ve sağlık hizmetleri sağlamak gibi temel ihtiyaçların karşılanması konusunda zaman zaman zorluklar yaşanabiliyor. Deprem sonrası lojistik altyapının hızlıca kurulması kritik önem taşıyor.
Deprem Sigortası ve Finansal Hazırlık:
– Zorunlu Deprem Sigortası (DASK): Türkiye’de zorunlu deprem sigortası uygulaması, depreme karşı maddi güvence sağlamak amacıyla önemli bir adım. Ancak sigorta oranları hala istenilen düzeyde değil ve birçok konut, sigorta yaptırmak yerine riskli durumda kalabiliyor.
Afet fonları ve kaynaklar: Devletin afet yönetimi için ayırdığı kaynaklar ve afet yardımları, büyük depremler sonrası hızlı bir şekilde devreye giriyor, ancak ekonomik zorluklar ve enflasyon gibi faktörler bu fonların yeterliliği konusunda endişe yaratabiliyor.
İç ve Dış Destek
Ulusal ve uluslararası yardımlar: Türkiye, büyük depremler sonrasında her zaman uluslararası yardım alabilmekte ve dost ülkelerden destek görmektedir. Bu yardımlar, kurtarma, iyileşme ve yeniden inşa sürecinde kritik rol oynamaktadır. Ancak, bu yardımların koordinasyonu ve doğru kullanımı, deprem sonrası etkili müdahale için önemli.
Hazırlık Eksiklikleri:
Eski binaların güçlendirilmesi: Eski binaların depreme dayanıklı hale getirilmesi, hala büyük bir sorun. Özellikle büyük şehirlerde, eski yapılar hem insan hayatı hem de maddi kayıplar açısından risk oluşturuyor.
Afet sonrası psikolojik destek: Depremin psikolojik etkileri, afet sonrası iyileşme sürecinin önemli bir parçasıdır. Türkiye’de bu konuda daha fazla profesyonel desteğe ihtiyaç olduğu söylenebilir.
Yetersiz yerel düzeyde hazırlık: Yerel yönetimler bazında depreme hazırlık konusunda tutarlılık ve eşgüdüm sorunları yaşanabiliyor. Bazı belediyeler ve yerel yönetimler, deprem riskine karşı yeterli hazırlık yapmamış olabilir.
Sonuç itibari can güvenliği önemli
Türkiye, depreme yönelik birçok konuda hazırlık yapmış olsa da, hala önemli eksiklikler ve zorluklar bulunuyor. Özellikle eski binaların güçlendirilmesi, afet sonrası psikolojik destek hizmetleri, yerel yönetimlerin deprem hazırlığı ve sigorta oranlarının artırılması gibi konularda daha fazla çaba gösterilmesi gerekiyor. Deprem, tamamen engellenemez bir felaket olsa da, doğru hazırlık ve hızlı müdahale ile can ve mal kaybı en aza indirilebilir
miray haber